23 Mayıs 2012 Çarşamba

OFİSTE KEYİFLİ BİR ÖĞLEN YEMEĞİ

Uzun süredir okulumuzda çıkan yemeklerden memnun değiliz personeller olarak. Biz de çözümü dışardan yemek söyleyerek bulduk. Ama her gün dışardan aynı tip şeyleri yemekten de sıkıldığımız için bugün değişiklik yapalım gözleme söyleyelim dedik. Gelen gözlemeler bizi öylesine mutlu etti ki bu anı hemen ölümsüzleştirelim dedik. Bu gözlemeler bize keyifli bir öğlen yemeği yeme fırsatı doğurdu. Canım arkadaşlarımın mutluluğu da yanında tatlı oldu :)

Sevgiyle...

22 Mayıs 2012 Salı

İÇİMDE BİR UMUT VAR



57. si gerçekleşecek olan Eurovision Şarkı Yarışmasında bugün yarı  final heyecanı olacak. Sıkı bir Eurovision takipçisi olan ben bu sene de her sene ki gibi heyecanlıyım. Dilerim yarı finali geçer finalde de elle tutulur bir netice alırız. Şahsen ben şarkıyı beğendim ama çok daha iddialı şarkıların olduğunu da biliyorum. Tüm katılımcıların şarkılarını teker teker dinledim. Orijinal bir sahne şhowuyla güzel duygular yaşatması için Can BONOMO'ya tüm içtenliğimle bol şans diliyorum.

21 Mayıs 2012 Pazartesi

BEN HAFTA SONLARINI HEP SEVERİM Kİİİİİİ

Başlıktan da anlaşılacağı gibi hafta sonları biz çalışan bayanlar için çok önemli ve önceliklidir. Tüm planlar bu iki güne sığdırılır. Tabi bu benim bahsettiğim hafta sonu tatil yapabilenler için geçerli. Hafta sonu dinlenmek sadece evinde,tv'nin karşısında şöyle uzanarak sakin kalmak değil. Dolu dolu geçen,yoğun koşturmalı bir hafta sonu da insanı dinlendirebilir eğer sevdiklerle birlikte geçmişse. Benim hafta sonum tam da öyle geçti. Hem yorucu, hem koşturmalı hem de sevdiklerimle. Bu hafta sonu anneciğimin günü vardı. Hazırlıklar dur durak bilmeksizin devam etti. Biz böyle uğraşırken canım kuzenim Edoşum (duruca yaşamak) geldi bize yardıma. Ancak çıtır çerezim durişkom annesine pek izin vermedi. Huysuzluğu üzerinde de olsa kuzucuğumun yine de çok sevimliydi. Belki onun sevimliliği sayesinde biz pek yorulmadık.Tabi bunu Edoşa da sormak gerek. Kendisine göre hiç, bize göre de çoook yardımı olan Edoşuma sonsuz teşekkürler. Veee işte anne eli değmiş muazzam soframız:

Menümüzde neler vardı ?
* Semiz otlu salata
* Yeşil mercimekli börek
* Kağıt kek
* Yoğurtlu-sarımsaklı kızartma
* Pas pas böreği
* Zeytinyağlı dolma
* Patates püresi (ne özlemişim uzun zaman olmuş yapmayalı elcağızlarımla yaptım )
* Tavuklu pilav
* Haşhaşlı revani (fotoğraflamayı unutmuşum)


Yenildi, içildi... Koyu sohbetler, şen kahkahalar herkesin bildiği, hiçbir değişikliği olmadan o anne günlerindendi. Ama en güzeli konukların kapımızdan mutlu çıkmasıydı. Ardından teyzem, Edoşum, Durişkom ve biz yorgun bedenlerimize inat gecenin yarısına kadar sohbetler ettik. Tüm gün doğru dürüst uyumayan Durişko zor uğraşlar sonucu gözlerini yumdu. Tabi biz de... Pazar sabahı da Eniştecim bize meşhur pide sunumunu yaptı. Eşimle konuştum internet üzerinden. Kamerada onu görünce sanki seneler olmuş asker olalı. Zayıflamış biraz. Neyse ki Salı günü gelecek. Ardından annemle benim evime gittik temizlik yaptık. Sonra kardeşim iş çıkışı geldi ve burada yeni açılan alışveriş mağzasının kafeteryasında güzel hafta sonunun son çaylarını yudumladık.

18 Mayıs 2012 Cuma

Bir erkek eşine prenses gibi davranıyorsa onu yetiştiren mutlaka bir kraliçedir


Bir yerde okumuştum; "Bir erkek eşine prenses gibi davranıyorsa onu yetiştiren mutlaka bir kraliçedir..." Bu sözü okuduktan sonra ben de o kraliçe olmalıyım diye başladım hazırlıklara. Oğluşuma kıyafet, patik vb. hazırlıklarının yanında en önemlisi onu yetiştirmeyle ilgili hazırlıklar olduğunu düşünerek ilk kitabım "Oğlumu Yetiştiriyorum"u okumaya başladım. Gerçekten de çok faydalı bilgilerin olduğunu düşünüyorum. Ara ara faydalı bulduğum anektotları sizlerle de paylaşacağım. Erkek çocuğu yetiştirmek biraz daha zormuş çevremdekiler öyle söylediler. Bende ahlanıp vahlanmaktansa onu en iyi nasıl yetiştirebilirim ve ilerde eşine, ailesine, yavrusuna nasıl hazırlayabilirim diye kendimi yetiştirmeyle başladım işe.... Prens annelerine mutlu prensesler kazanmaları için tavsiye ediyorum Mine İzgi'nin bu güzel çalışmasını...
Sevgiyle...

Hediyeler hediyeler hediyeler...

Bir sabah masama geldiğimde gördüğüm bu sevimli patikler karşısında duygulanmamak elimde değildi... Okulumuz öğrencilerimizden ve aynı zamanda part-time çalışan Azime den Çınar'a ilk hediyeleri böyle sevimli bir sürprizle aldım. Okulumuz öğrencilerinden demişken ben bir Yüksekokul'da Öğrenci İşleri'nde çalışıyorum. Öğrencilerin de Çınar'a olan sevgisi beni ayrıca mutlu ediyor.Hepsi daha şimdiden seslerini Çınar'a duyurmaya çalışıyorlar. Bu biricik oğluşumun ilk hediyesiydi.

İkinci özel gün hediyesi Anneler Gününde geldi. Canımdan çok sevdiğim komşum ve aynı zamanda dostum Seda'nın beni ağlatan sürprizi... Anne olma yolundaki ilk adımımda canım dostum hızır gibi yetişip anneler günü hediyesinin anneliğe nasıl güzel duygular eklediğini yaşatması gerçekten harika bir duyguydu. Bunun yanında arayıp,msj atıp anneler günümü kutlayanlar... Ben anneyim ve bu benim hayatımda yaptığım en güzel şey :))




Bu da yine okulumuzun çıtı pıtı öğretim görevlisi Nesli'den sevimli bir hediye. Bahriyeli yarime uygun bahriyeli bebek :)






Son olarak da bu da ben :))


Canım kuzenim ve Duruca Yaşamak Blogunun ev sahibesi Edoşumun hediyesi hastane çıkışını  ve Canım arkadaşım Gözde'nin anneler günü hediyesini fotoğraflayıp en kısa zamanda sizlere sunacağım...

Sevgiyle...

Çınar'ın Gölgesinde bir hayat...

Soğuk, yağmurlu bir ocak günü varlığını öğrendim. Sen meğer 6 haftadır benimleymişsin ve ben senden habersiz yiyor, içiyor,uyuyor,uyanıyormuşum. Seni öğrendiğimde her şeyin rengi,kokusu, şekli değişti sanki. Henüz içimde hissedemesem de seni, varlığını bilmek bile tarifi imkansız bir heyecan uyandırıyordu. Dünyaya ilan etmek istiyordum varlığını, her önüme çıkan baylı bayanlı insanlara seni söylemek istiyordum; "ben anne oluyorum"... Sonra kontroller başladı... 8. haftada kalp atışlarını duyduk. Bu duygu nasıl tarif edilir bilemiyorum ama sanırım yaşamak için tek sebep olmaya yetecek o "güm güm " ler benim de hayatıma minik ama çok anlamlı dokunuş yaptı. 12. hafta kontrolümüzde 2'li tarama testimizi yaptık sonuç güzeldi. Sonra senin bu sabırsız annen dayanamayıp 13. haftada başka bir doktordan cinsiyetini öğrendi. Meğer benim bir prensim oluyormuş :) Aynı gün sana battaniye, tulum ve mini mini çoraplar aldım. 16. hafta kontrolünde kendi doktorum senin yakışıklı bir prens olacağını doğruladı. 3'lü tarama testimiz de başarılı geçti. Bu babamızla son kontrolümüzdü, çünkü babamızın askere gitme zamanı gelmişti artık. Bundan sonraki kontrollere onsuz devam edecektik. 20. hafta kontrolümüzde anneannen, deden ve Eda Teyzen eşlik etti bize. Kocaman olmuştun ve seni öyle büyük görünce daha bir duygulandım. Renkli ultrasonda önce gözlerini oğuşturdun sonra da esnedin, o an seni içimden çıkarıp öpüp,koklayıp yerine koymak istedim. Bu haftada tekmelerini küçük baloncuklar olarak hissetmeye başladım. O kadar hareketliydin ki ne zaman uzansam başlıyordun tekmelemeye. Hele seni biraz aç bıraktıysam o tekmelerin hiç durmak bilmiyordu. En son 24.hafta kontrolümüzü yaptık Babaannen,Deden, Anneannen ve İnci Halanla birlikte. Şeker yükleme testi yapıldı ve sonuç başarılı geçti. Anne olmak meğer ne zormuş, aç karnına kan alıyorlar sonra 2 bardak şekerli su dedikleri bir şeyi içiriyorlar ve öyle 1 saat bekletip bir daha kan alıyorlar. Benim için en zor test sanırım buydu. Sen daha da bir büyümüşsün.  760 gr olmuşsun. Babamız her telefonda seni soruyor. Doğumda da izin alıp gelecek inşallah. Yani bebeğim seninle 6. ayımızdayız. Tekmelerin daha güçlü ama biliyorum ki daha da güçleneceksin. Kime benzeyeceksin çok merak ediyorum ancak bunlardan daha önemlisi sağ salim seni kucağıma alabilmek. Son 3 ayımızı en verimli şekilde geçirmek için elimden geleni yapacağımdan emin ol. Seni merakla bekleyen annen...


Bu ilk postum, ilk göz ağrım Çınarıma gelsin istedim. Gelişmelerle görüşmek dileğiyle...
Sevgiyle...